Ümit Özdağ Serbest Bırakıldı!
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 'zincirleme şekilde basın ve yayın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik' suçlamasıyla 7 yıl 10 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada ikinci kez hakim karşısına çıktı. 149 gündür tutuklu bulunan Özdağ hakkında tahliye kararı verildi.
Zafer Partisi, Genel Başkanları Ümit Özdağ'ın serbest bırakıldığını "BABA TAHLİYE" diye duyurdu.
Ümit Özdağ 149 Gün Sonra Tahliye Edildi: "Savcılık Mütalaası Hukuk Cinayetidir"
İstanbul Çağlayan Adliyesi 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesi planlanan duruşma, salonun yetersiz kalması nedeniyle Silivri Cezaevi 2 Nolu Duruşma Salonu'na alındı. Duruşma saat 11.00 sularında başladı. Yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilen duruşma, kamuoyunun da dikkatle takip ettiği bir yargı sürecine sahne oldu.
Savcı Değişti, Mütalaa Aynı Kaldı
Davanın ikinci duruşmasında savcının değişmiş olması dikkat çekti. Yeni savcı, bir önceki duruşmada sunulan mütalaayı tekrar ederek, Ümit Özdağ’ın cezalandırılması ve tutukluluk halinin devamı yönünde görüş belirtti. Savcının mütalaasında Özdağ’ın söz konusu suçu zincirleme şekilde işlediği ifadesine de yer verildi.
Özdağ’dan Sert Tepki: “Bu Bir Hukuk Cinayetidir”
Duruşmada söz alan Ümit Özdağ, savcının mütalaasına sert sözlerle karşılık verdi. “Savcılık mütalaası bir hukuk cinayetidir” diyen Özdağ, “Zincirleme suç ifadesi eklenmiş ama ben suçlamaların geri çekilmesini bekliyordum” şeklinde konuştu.
149 Günlük Tutukluluğun Ardından Tahliye
Mahkeme heyeti, duruşma sonunda Ümit Özdağ’ın tutuksuz yargılanmasına karar vererek tahliyesine hükmetti. Tahliye kararı, salonda bulunan partililer ve destekçileri tarafından sevinçle karşılandı. Özdağ’ın tahliye sonrası kamuoyuna açıklama yapması bekleniyor.
Ümit Özdağ Şunları Söyledi;
“RAPORDA ADIM BİLE YOK”
“Savcı mütalaasında Kayseri Emniyet Müdürlüğüne ait olduğu belirtilen imzasız, mühürsüz bir belgeyi kanıt olarak göstermiş. Belgede Ümit Özdağ’ın adı bir kere bile geçmiyor. Belgedeki paylaşımların hiçbirisi de Ümit Özdağ’a ait değil. Üstelik o paylaşımlarla ilgili de takipsizlik kararı verilmiş. Bu takipsizlik kararı da iddianameye eklenmemiş. Kayseri’de yaşananlarda benim paylaşımlarının etkili olduğu söyleniyor ama bunun nasıl olduğu gösterilmiyor. Hukuk adına çok öfkeliyim. Savcıdan rica ediyorum, bu belgenin neresinde geçiyor göstersin ya da mütalaasını değiştirsin. Aksi halde savcılık hem mahkemeye hem de Türk milletine yalan söylemiş olacak.”
Savunmasına 11.05’te başlayan Özdağ, iddianameye konu olan iletileri tek tek okudu. “Savcılık üflediğimizde ne kadar kinli olduğumuzu ortaya çıkaran kinometre icat ettiyse diyecek bir şey yok. Aksi halde savcılık TCK 216’yı yanlış yorumluyor” diyen Özdağ, paylaşımların hiçbirisinde suç unsuru olmadığını söyledi. “Beni bu iletiler yüzünden tutuklayacaksanız tutuklayın. 4,5 aydan fazladır tutukluyum. 4,5 yıl ceza alsam da bu kadar yatarım zaten. Bütün Türkiye’yi mi tutuklayacaksınız” ifadelerini kullandı.
Özdağ yaklaşık 40 dakika süren savunmasını şu sözlerle tamamladı:
“HİÇ ALLAH’TAN KORKMAZ MI?”
Lehimde delilleri koymayarak, lehimde delilleri karartarak iddianameyi hazırlayan savcılık; şimdi de suç olmayan X paylaşımlarımdan dolayı suçlu olduğumu iddia etmekte ve cezalandırılmamı istemektedir. Elbette bu utanç kaynağı olacak iddianame ve mütalaa üzerine eğer mahkemeniz ceza verirse istinafa ve Yargıtay’a gidecektir. Ancak benim merak ettiğim husus bir hukuk insanının, bir savcının, sanığın suçsuz olduğunu bilmesine rağmen, suçlu ilan ettikleri durumda nasıl bir psikolojiye sahip olduklarıdır. Bir insan, bir hukukçu nasıl suçsuz olduğunu bildikleri kişiye suçlu der? Sonra eve gidip nasıl başını yastığa koyar ve uyur? Hiç Allah’tan korkmaz mı? Sayın savcı bilmelidir ki, yaptığı adaletsizlikten Allah da haberdar, kul da haberdar. Savcının Allah’ın ilahi adaletini er geç yaşayacağına eminim.
“AJANLARIN YÜZDE 60’I AFGAN”
İran-İsrail çatışmasına ilişkin dün ekranlarda konuşan gazeteci Çetiner Çetin, İran’daki MOSSAD ajanlarının yüzde 60’ının Afgan mülteci olduğunu söyledi. Ben ülkemin güvenliğinden endişeliyim. Ülkemizde MOSSAD’a, CIA’ya ajanlık yapan ve Türkiye ile gönül bağı bulunmayan çok kişi var. Sayın Hakim; sizin için çok zor bir dava, çok zor bir karar olduğunu biliyorum. Ben burada siyasi bir soruşturma çerçevesinde bulunuyorum. İktidar yanlısı bir politikacı olsaydım, hiç önünüze gelmezdim. Gelseydim bile, beraat kararı vermeniz çok kolay olurdu. Ancak, ben iktidar yanlısı değilim ve bunun suç olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bundan dolayı işiniz hiç kolay değil. Üzerinizde büyük bir baskı olduğuna eminim. Sizin iyi bir hukukçu olduğunuzu, sizi tanıyan herkes söylüyor.
Bugün vereceğiniz tek adil karar olan beraat kararı ile 86 milyon insana, merakla bu davanın sonucunu bekleyen Türk milletine, ülkemizde bağımsız yargı olmasa da bağımsız yargıçlar olduğu mesajını verecek ve insanların adalet için tekrar umutlanmasını sağlayacaksınız.
“BAĞIMSIZ BİR ÜLKEDE YAŞASAYDIK…”
Dosyadaki deliller ve iddianame ile savcının mütalaasının ne kadar boş olduğunu siz de gördünüz. Yargıtay kararlarında, failin subjektif olarak kin ve düşmanlığı hedeflemesi gerekir diyor. Oysa ben, size; kin ve düşmanlığı engellemek için yaptığım açıklamaları, hatta yaptığım suç duyurularının kanıtlarını gösterdim. Savunmamda ortaya koyduğum deliller ise her türlü tartışmayı engelleyecek şekilde; benim, Türkiye’nin güvenliğini tehdit altında bırakmayacak bir insan olduğumu size göstermiştir. Yargının gerçekten bağımsız olduğu bir ülkede yaşasaydık, ben 149 gündür hapishanede yatıyor olmazdım. Sizinle bu konuşmayı yapıyor olmazdık.
“SİZE KORKMAYIN DİYORUM”
Sayın Hakim; Sizden istediğim şeyin zor olduğunu biliyorum. Avukatım, hakimlerin sahip olması gereken özellikler arasında cesaretin olmadığını ifade etti. Hukuk devleti olsaydık haklı olurdu. Size korkmayın diyorum, size “Allah’tan başka kimseden korkmayın” diyorum. Bir korku ikliminin olduğu, yargıçlar üzerinde nasıl baskı kurulduğunu bildiğim için size korkmayın derken bunun ne kadar zor olduğunu da biliyorum. Size “korkmayın” derken beraat kararı vermeniz durumunda, size yönelik baskıları bugün için durdurabilecek durumda olduğumu da söyleyemem. Ancak vereceğiniz beraat kararı; hukukun en temel ilkeleri ile Anayasa ve yasaların gereği olacaktır. Allah yardımcınız olsun.”