Karaman’da barınmak artık bir yaşam hakkı değil, lüks harcama kalemine dönüştü. Kira fiyatları öyle bir hal aldı ki, ne matematik kabul ediyor ne de mantık. Küçük bir Anadolu şehrinde, İstanbul’un arka sokaklarıyla yarışan fiyatlarla karşı karşıyayız. Soruyorum size: Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?
Özellikle "Facebook" ilanlarında bir günde yüzde 25'e kadar zam yapıldığı görülebiliyor. Yani 10 bin lira kira istenen eve bir anda 12 bin 500 lira istenebiliyor, 1 günde 2 bin 500 lira zam! Sebep? Yok! Arz-talep dengesi desen, ev sayısı artıyor; denetim desen, sahada yok; piyasa koşulları desen, bu serbest piyasa değil, serbest soygun!
“İnsaf” dedikleri şey Karaman’da barınma sektöründen çekip gitmiş. Asgari ücretin 2-3 katı kira isteyen ev sahipleri, vicdanlarını fiyat etiketine mi bağladılar? 20 yaşındaki dairelere 15-20 bin lira kira istemek hangi ekonomik modelle açıklanabilir? Ev mi bu, yoksa Manhattan manzaralı rezidans mı?
Karaman gibi yaşam giderlerinin daha düşük olması gereken bir şehirde bu tablo hem sosyolojik hem de ekonomik bir çöküşün habercisidir. Çünkü mesele yalnızca bir ev meselesi değil. Mesele, bir şehre tutunmak isteyen gencin, atanıp gelen memurun, üniversite umuduyla gelen öğrencinin, evlenip yuva kurmak isteyen Karamanlı evladın hayallerinin kiraya verilmesidir.
Sosyal medyada her gün başka bir fiyatla karşımıza çıkan bu ilanlar artık yalnızca ilan değil, birer alay konusu. Herkes kafasına göre bir etiket yazıyor, “ya tutarsa” mantığıyla bir nevi fırsatçılık yarışı başlatılıyor. Deyim yerindeyse “balık baştan kokmuş” ama kokunun kaynağı denetlenmediği sürece balığın bedeli hep vatandaşa ödetiliyor.
Barınma hakkı anayasal bir hak. Peki bu hak Karaman’da nasıl bu kadar kolay ihlal edilebiliyor? Emlak piyasası bu kadar başıboş bırakılırsa, sosyal medya ilanları kaçak emlakçının eline geçerse, denetim mekanizmaları "bir ileri iki geri" çalışırsa bu kentin insanı ne yapacak?
Açıkça söylemek gerekirse Karaman’da şu an yaşanan durum, ekonomik bir fırsatçılığın ötesinde toplumsal bir krizdir. İnsanlar sabah uyandığında “bugün evimin kirası kaç para oldu” diye düşünüyorsa, orada barınma değil, barınamama gerçeği vardır.
Ve barınamayan genç, çalışamaz. Çalışamayan genç, üretmez. Üretmeyen şehir, gelişmez.
Atalarımız boşuna dememiş: “Taş yerinde ağırdır.” Karaman gibi bir şehirde 20 yaşındaki dairelere 20 bin lira istemek, o taşın yerinden oynadığını ve artık altında kalanın ezileceğini gösteriyor.
Buradan yetkililere açık çağrımdır:
Karaman’daki emlak sektörü bir an evvel sıkı denetime alınmalı. Kaçak emlakçılar, fırsatçı ilanlar ve keyfi zamlarla mücadele edilmelidir. Unutmayalım, şehir sadece binalarla değil, içinde huzurla yaşayan insanlarla büyür.
Aksi halde Karaman, güzel taş yapılarıyla değil, taş gibi ev kiralarıyla anılan bir şehir olacak. Ve biz, kendi evlatlarımızı bile bu şehirde tutamayacağız.
Çok güzel tesbit dediğiniz gibi bu emlakçilar her alanda sıkı takip edilip ünvanlarini almalilar.Onlar yüzünden ev araba arsa satimlari kiralar hep farkli oluyor.Birde hep cahil para hırsı bürümüş gençlerin elinde.Buna bir dur denmeli.