Şu günlerde çok garip şeyler yaşıyoruz. Kamu’da torpil iddiaları hepimizi şaşkına çevirdi.
Cuma günü şehrimizin önde gelen kurumu olan Karaman İl Özel İdaresinde 30 kişilik bir alım olduğu öğrenildi.
Basın yayın organlarında şehri karıştıran bir haber yayınlandı. Ardından bir çok haber kaynakları haberi üst manşetlerden verdi. Olayların duyulmasının ardından bir çok siyasi tepki göstererek açıklamalarda bulundu. Hatta olay daha da büyüdü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kadar taşındı. Bir milletvekilimiz mecliste konunun araştırılması için soru önergesi dahi verdi.
TÜYÜ DİKTİK!
Ekonomik problemlerin, dolar kurunun ve enflasyonun fırladığı bir ülkede yaşandı bunlar. Bir fabrikanın işçilerin maaşlarını ödeyemediği için konkordato ilan ettiği iddia edilen bir şehirde yaşandı. Vatandaşlar; ev kirası, faturalar kredi kartı gibi bataklıkların içine düştüğü bir zamanda gerçekleşti. Evet doğru duydunuz. Bu kadar ekonomik sıkıntıların içinde “torpil” iddiaları da hazırlanan yemeğin süsü oldu. Yani anlayacağınız TÜYÜ DİKTİK!
Asgari ücretin yüzde 60’ı zaten kiraya gidiyor. Deprem bölgelerinde çekmeme özellikli 500 TL’lik telefon faturası ödüyoruz mesela... Araç yakıtı mı? 50 TL’lik almaya çalışıyoruz... Doğalgaz, Allah’a emanet. Sebzeyi gramajı ile alıyoruz.
MEYVE Mİ? Ha o kavram bizde yok...
İşte bu şekilde olan bir ekonomi hayatında yaşandı bunlar.
VATANDAŞ ZATEN KİM Kİ?
Açıklanan listede tuhaf bir şey dikkatimi çekti. Bir siyasi partinin ismi tam 6 yerde geçiyordu. Doğru duydunuz tam 6 yerde aynı siyasi partiye yakınlığı bulunan kişilerin “torpil”’e karıştığı söylendi. Aradan 3 gün geçti. Sonra şehirde bir avukat, olayların araştırılması için soru önergesi veren milletvekiline “partiniz işe alınması için 2 isim verdi mi vermedi mi?” diye bir soru sordu.
Ülkenin en büyük 2 siyasi partinin torpil iddialarına adı karışması, bizimde kafamızı karıştırdı.
TORPİL ÇIKTI, MERTLİK BOZULDU!
Şehrimizde o kadar işsiz varken, üniveriste mezunları zincir marketlere, pazarlara hapsedilmişken yakınlarınızı kamuya sokmak doğru mu?
Atanamayan öğretmen, iş bulamayan mühendis, uçak göremeyen pilot, işsizlikten yurt dışına kaçıp tuvalet temizliği yapan 20’li yaşlardaki gençler, gece gündüz sınavları geçmeye çalışan polisler, hastanede darp görüp işi bırakan doktorlar, şu davayı alırsam başım derde girer mi diye düşünen avukatlar, “mazot-gübre fiyatları çok tutuyor” deyip tarlasını ekmeyi bırakan çiftçiler varken: siz cidden yakınlarınızı kamuya mı soktunuz?
Sizin diininizi yargılamak bize düşmez ama sizinki ne liyakat ne torpil, sizinki sözde din...
Allah bizi, sizden korusun...
İnşallah hepsi iddiadan ibarettir, inaşallah hepsi dediğiniz gibi hukuka aykırı değildir.
Not: Her borç ödenir, yeter ki borcun insana olmasın...